Çorum İlimizin İlçeleri
ALACA
İlçenin Tarihi
Alaca İlçesinin tarihi M.Ö. 5000
yıllarına kadar uzanmaktadır. Eskiçağ’ da ilçe merkezinin bulunduğu
alan, “Etonia” olarak geçmektedir. XIX. ve XX. yy.’ larda Hüseyinova
yöre adı yerine, nahiye ve bucak adının tanımlanmasında önceleri bucak
olan Alaca, Hüseyinabâd adıyla 1919’da ilçe olmuş, Alaca adı ise
1932’de resmiyet kazanmıştır.
Coğrafi Yapısı
İlçe yüzölçümü 1.346 km², rakımı 950
m’dir. Çorum’a 52 km, Yozgat’a 53 km, Sungurlu’ya, 43 km’dir. İlçe
yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçmektedir.
Yıllık ortalama yağış miktarı 376 mm.’dir.
Ekonomik ve Sosyal Durum
İlçenin Karadeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlayan yol üzerinde kurulmuş olması nedeniyle, ekonomik hayat oldukça canlıdır.
İlçe
ekonomisi büyük oranda tarıma dayanmaktadır. Tarım alanları 100.065
hektar olup bunun 20.558 hektarı sulu tarım arazisidir. Belli başlı
tarım ürünleri; Buğday, Arpa, Mısır, Nohut, Mercimek, Ayçiçeği,
Şekerpancarı, Kurusoğan, Kuru Fasulye, Patates’tir. Az olmakla birlikte
bağcılık, sebzecilik ve meyvecilik de yapılmaktadır. 2002 yılı
verilerine göre 13.762 adet büyükbaş hayvan, 13.620 adet küçükbaş
hayvan mevcuttur.
Son yıllarda sanayiye yönelen tesisler
de açılmaktadır. İlçede on adet un fabrikası, bir adet yem fabrikası
vardır. Mobilya üretimi yapan imalathaneler mevcuttur. Bu işyerlerinde
yaklaşık iki yüz kişi geçimini sağlamaktadır.
İlçe merkezinde içme suyu ve
kanalizasyon yeterlidir. Köylerde elektrik, su ve telefon yeterli olup
4 köy dışında tüm köylerde şebeke suyu mevcuttur. Kanalizasyon yoktur.
Bütün köylere ulaşım vardır. 31 köyde 136 km. asfalt yol, 59 köyde 298
km. stabilize yol, 36 km. tesviyeli olmak üzere toplam 470 km. köy yolu
ağı mevcuttur.
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı’nda ilçe
merkezi 24.983, belde ve köyler 28.210 olmak üzere toplam 53.193 nüfus
mevcuttur. İlçede 94 köy ve üç belde ile İlçe merkezinde yedi,
Alacahöyük beldesinde dört, Büyükhırka Beldesi’nde iki, Çopraşık
Beldesi’nde de iki mahalle mevcuttur.
Eğitim Kültür ve Sağlık Durumu
İlçede örgün eğitim kurumu olarak bir
Genel Lise, bir İmam-Hatip lisesi, bir Çok programlı Lise, bir Anadolu
Lisesi, bir Kız Meslek Lisesi, bir Sağlık Meslek Lisesi ve 10’u ilçe
merkezinde olmak üzere 19 ilköğretim okulu ve köylerde 32
birleştirilmiş sınıflı ilköğretim okulu vardır. Bu okullarda toplam
9.729 öğrenci vardır.
İlçe Merkezinde 3.000 kişilik stadyum,
500 kişilik kapalı spor salonu ile 50 yataklı Devlet Hastanesi, iki
Sağlık Ocağı, Alacahöyük Beldesi, Büyükcamili, Büyükhırka,
Sarısüleyman, Sincan ve Tutaş köylerinde birer Sağlık Ocağı
bulunmaktadır.
BAYAT
İlçenin Tarihi
Bayat, tarihi 1400’ lü yıllarına
dayanan bir yerleşim birimidir. Cumhuriyet döneminde Çorum İli İskilip
İlçesine bağlı Alagöz adında bir nahiye olarak anılırken 1958 yılında
İlçe olmuştur.
Coğrafi Yapısı
İlçenin yüzölçümü 770 km², rakımı 625
m. dir. Orta Karadeniz Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesinin kesim
noktasında Köroğlu Dağlarının doğuya uzantısı ile İç Anadolu’ nun Orta
Kızılırmak Bölümünde yer alır. Çorum’a uzaklığı 83 km dir. Yılık
ortalama yağış miktarı 445,2 mm.’dir.
İlçedeki en önemli akarsu Karatepe ve
Öbek Tepesinden çıkan kar suları ile beslenen Kuzeyden güneye doğru 45
km lik bir vadi oluşturan ve Kızılırmak’a dökülen Bayat Çayıdır.
İlçenin kuzeyinde 2013 m yüksekliğinde Öbek Tepesinin yer aldığı
Karatepe mevcuttur.
Kuzeyden güneye doğru gidildikçe rakım
küçülerek 500 m ye kadar düşmektedir. Bu nedenle İlçe kuzeyi dağlık,
güneyi küme halinde tepelerin ve kısmen ovaların yer aldığı
kırık,dalgalı ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir.İlçenin kuzeyinde
yer alan dağlık ve ormanlık kesimde Karadeniz iklimi, güneyde ise,
karasal iklim hüküm sürmektedir. İlçe iki iklim arasında geçiş
bölgesinde yer almaktadır.
Bu sebeple yazlar sıcak ve kurak,
kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer.Yağışlar düzenli olmayıp, en çok
ilkbahar mevsiminde yağış almaktadır. İlçenin dağlık kesimi genelde çam
ve meşe ormanı ile kaplıdır. Ovalık kesimde ise bozkırlar yer
almaktadır.
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
İlçenin 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı
kesin sonuçlarına göre nüfusu; merkezde 7.381, belde ve köylerde 23.193
olmak üzere, toplam 30.574 tür. İlçede iki belde (Eskialibey ve
Kunduzlu) ve 37 köy bulunmaktadır.
Ekonomik ve Sosyal Durum
İlçenin ekonomik yapısı coğrafi yapıya
göre şekillenmiştir. İlçe kuzeyinde dağlık kesimde yer alan 18 köy
halkı şehirlerde inşaat işçiliği, kısmen orman ürünleri, az da olsa
tarım ve hayvancılık ile Linyit Kömür İşletmesinde işçilik yaparak
geçimlerini sağlamaktadır.
Ovalık kesimde yer alan köylerde ise halk, tarla tarımı ve hayvancılık yaparak geçimini sağlamaktadır.
İlçede
toplam 47.874 ha. tarım arazisi mevcuttur. 2002 yılı verilerine göre
13.090 büyükbaş ve 6.400 adet küçükbaş hayvan mevcuttur. İlçede un ve
yem fabrikaları ile linyit kömür işletmesi mevcuttur. İlçenin 10
köyünde içme suyu yetersizdir.
Eğitim, Kültür Ve Sağlık Durumu
İlçede bir Lise, bir Çok Programlı
Lise ve toplam 57 İlköğretim okulu mevcuttur. Beden Terbiyesi Genel
Müdürlüğünce yaptırılan kapalı spor salonu 2003 yılı itibariyle
tamamlanmış olup, henüz hizmete açılmamıştır. İlçede 50 yatak
kapasiteli Devlet Hastanesi, Merkez Sağlık Ocağı, Barak ve Yoncalı
Köylerinde birer adet Sağlık Ocağı mevcuttur.
BOĞAZKALE
İlçenin Tarihi
Boğazkale ilçesinin tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanır. İlçe
merkezinin hemen yanı başında bulunan ve Hitit İmparatorluk başkenti
olan Hattuşa ve Hattuşanın görkemli açık hava tapınağı Yazılıkaya
ilçenin belli başlı tarihi mekanlarıdır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında adı Boğazköy iken, 1936 yılında ismi
Boğazkale olarak değiştirilmiştir. 1967 yılında Belediye teşkilatı
kurulmuş, 1987 yılında Sungurlu’dan ayrılarak ilçe yapılmıştır.
Coğrafi Yapısı
Yüzölçümü 260 km²., rakımı 1.036 m., yıllık ortalama yağış 490,3 mm.
dir. Bitki örtüsü genellikle steplerdir. En önemli akarsuyu Budaközü
çayıdır.
İlçe de karasal iklim hakimdir. İlçenin toplam arazisi
22.902 ha., orman arazisi 6.165 ha., çayır alanı 23 ha., mera alanı
3.784 ha., tarla arazisi 12.110 ha. dır.
İlçe arazisinin büyük bir
kısmı dağlık bölge de, kalanı ise ovalık bölgede yer alır. İlçe Merkezi
ve Evren Beldesinde kavak ağaçları, dağlık bölgede ise meşe ve çam
ağaçları bulunmaktadır.
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
22 Ekim 2000 tarihinde yapılan genel nüfus sayımına göre, İlçe
merkezinin nüfusu 1.970, 12 köy ve iki belde nüfusu 6.220 olup, toplam
nüfusu 8190 dır. İlçe merkezi üç mahalleden oluşmaktadır. Hisar
Mahallesine bağlı İbikçam Mezrası İlçeye yedi km. mesafededir.
Ekonomik ve Sosyal Durum
İlçe, Çorum’a 87 km., Sungurlu’ya 30 km., Yozgat’a 40 km mesafede bulunmaktadır.
Halkın
ihtiyaçlarını yakın olan Yozgat ve Sungurlu’dan temin etmektedir.
İlçede konut sıkıntısı olduğundan, devlet memurlarının birçoğu
Sungurlu’da oturmaktadır. İlçe ekonomisi ağırlıklı olarak tarım ve
hayvancılıkla sınırlıdır.
Turizm, yeteri kadar tanıtım olmaması ve eğitim eksikliği nedeniyle,
iş istihdamı ve ilçe ekonomisine yeterli katkı sağlayamamaktadır.
İlçenin işlenebilir tarım alanı 12.110 ha. olup, sulu tarım zayıftır.
Buğday,
nohut, arpa, yulaf gibi ekonomik değeri düşük bitkiler
yetiştirilmektedir. Az miktardaki sulu arazide pancar ekilmektedir.
İlçenin şebeke suyu ihtiyacı, açılan kuyulardan temin edilmekte
olup, yağış durumuna göre ihtiyacı karşılayabilmektedir. İlçeye bağlı
köyler de su ihtiyaçlarını kuyu ve kaynak sularından
karşılamaktadırlar. İlçede kanalizasyon yeterli değildir.
Eğitim, Kültür ve Sağlık Durumu
İlçede bir çok programlı lise, dokuz ilköğretim okulu bulunmaktadır.
Bu okullarda toplam öğrenci sayısı ise 1.461 dir. Nüfusun %98’ i
okur-yazardır.Biri ilçe merkezinde olmak üzere Evci ve Evren
Beldelerinde birer sağlık ocağı bulunmaktadır
|
|
|
DODURGA
İlçenin Tarihi
İlçenin adı Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lugatit Türk adlı eserinde açıkladığı 24 Oğuz boyundan Toturgadan gelmektedir.
Dodurga
1910-1935-1942-1943 yıllarındaki depremlerden çok hasar görmüş, birkaç
defa yeniden imar edilmiştir. Birinci Dünya savaşında erkek nüfusunun
büyük kısmını kaybetmiştir. Milli Mücadelede Dodurga, Osmanlının son
zamanlarında her
Türk köyü gibi nüfus bakımından azalmış ise de Cumhuriyetin ilk 20
yılından sonra çevresinde linyit madeninin bulunması nedeniyle tekrar
önemli bir yerleşim bölgesi haline gelmiştir. Dodurga 1963 yılında
belediye, 09.05.1990 tarihinde İlçe olmuştur.
Coğrafi Yapısı
Dodurga, Çorum’a 42 km. mesafede, yüzölçümü 191 km². , rakımı 510
m.dir. Dodurga İlçesinde Orta Karadeniz ikliminin karasal iklime geçiş
tipi görülür. Yıllık ortalama yağış 373,2’ mm.’dir. İlkbahar yağışlı,
yaz ayları kuraktır. Yağış miktarı
Temmuz ayından itibaren azalarak Ağustos ayında minimum değere düşer (11.6mm).
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
İlçenin 2000 Genel Nüfus Sayımına göre nüfusu; merkezde 3.458, belde
ve köylerde 6.993 olmak üzere toplam 10.451’ dir. İlçeye bağlı bir
belde, (Alpagut Beldesi) 10 köy bulunmaktadır.
Ekonomik ve Sosyal Durum
İlçede ekonomik hayat canlı değildir. Halkın büyük çoğunluğu tarım
ile uğraşmaktadır. En çok üretimi yapılıp pazarlanan ürün çeltiktir.
Tarım arazisi 6.983 ha. dır. Kuru tarım alanlarında 3.500 ha.lık alanda
buğday, 400 ha.lık alanda arpa ekimi yapılmaktadır. Kuru tarım
alanlarında az miktarda ticari amaçlı şeker pancarı ve soğan ekimi
yapılmaktadır.
Dodurga ilçesinde hayvancılık, halkın tarım ve madenden sonra üçüncü
geçim kaynağıdır. İlçede 3.241 adet büyükbaş , 2.125 adet küçükbaş
hayvan olup, büyükbaş hayvanlarda melez ve kültür ırkına doğru bir
artış söz konusu olmaktadır. Bu artışta, desteklemeli olarak yapılan
suni tohumlama etkili olmuştur.
Dodurga ilçesi linyit yatakları yönünden zengindir. Kömür 1942’de
bulunmuş ve aynı yıl işletilmeye başlanmıştır. Özelleştirilen tesis
özel sektörce çalıştırılmaktadır. Yıllık kömür üretimi 300.000 tondur.
Eğitim Kültür ve Sağlık Durumu
İlçede bir Çok Programlı Lise , merkezde iki, köylerde üç olmak
üzere beş İlköğretim Okulu ve dört Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim
Okulu olmak üzere toplam 10 okulda 1.375 öğrenci okumaktadır.İ
İlçe merkezinde bir, Alpagut Kasabasında bir olmak üzere iki Sağlık
Ocağı ve halen inşaatı devam etmekte olan 20 yataklı Devlet Hastanesi
vardır. Fiziki gerçekleşme oranı % 55 dir.
İSKİLİP
İlçenin Tarihi
İskilip adının Asklepios, yani sağlık
ilahı manasına geldiği, Paflagonya tarihine ait kitaplarda
belirtilmektedir. M.S. 2. yy. da İskilip, Bitinya sınırları içinde
bulunuyordu. Bizans çağında İskilip'e Neoklauniopolis deniliyordu.
İskilip 1075 tarihinde Selçuklu
Komutanı Gümüştekin Ahmet Gazi tarafından fethedilmiştir. Yıldırım
Bayezit zamanında Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Belediye 1872 yılında
kurulmuştur. 1921 Yılına kadar bağımsız bir sancak olan Çorum,
Cumhuriyetin ilanından sonra İl olunca İskilip’ de Çorum’a bağlanmıştır.
Coğrafi Yapısı
İskilip İç Anadolu ile Karadeniz
Bölgesinin birleştiği sınırlarda, geçiş bölgesindedir. Çorum’a 56 km.,
Kastamonu’ya 140 km, Osmancık’a 92 km, Oğuzlar’a 124 km., Bayat’a 33
km., Uğurludağ’a ise 26 km., uzaklıktadır.
Yıllık ortalama yağış 484,8 mm., rakımı 750 m., yüzölçümü 1187 km²’ dir.
İskilip’in etrafı yüksek dağlarla
çevrilidir. Bitki örtüsü, tarihi dokusu, tarihten günümüze uzanan
mimari yapıları ile otantik bir özelliğe sahiptir. Araştırmacıların
“Müze Kent” olarak niteledikleri bir yerleşim birimidir. İç
Anadolu bölgesinin karasal iklimiyle, Karadenizin ılıman iklimi
arasında bir geçiş özelliğine sahiptir. Yazları sıcak ve kurak, kışları
soğuk ve yağışlıdır.
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
İlçeye bağlı 65 köy vardır. 2000 yılı
nüfus sayımına göre İlçe merkezinin nüfusu 19.648, köylerin nüfusu
25.679 olup, toplam nüfus 45.327’ dir. İlçenin 65 köyü ve köylerin 110
bağlısı vardır. İlçe merkezinin 14 mahallesi bulunmaktadır.
Ekonomik ve Sosyal Durum
İlçede daha çok el emeğine dayalı küçük el sanatlarıyla, zirai faaliyetlerin oluşturduğu bir ekonomik yapı vardır.
İki
un fabrikası, iki yem fabrikası ve bir şekerleme imalathanesi
bulunmaktadır. Bir ayakkabı fabrikası ürünlerini yurt dışına ihraç
etmektedir. İlçe Halk Eğitim Müdürlüğünce imalatı yapılan ayakkabı ve
mobilyalar piyasaya arz edilmektedir. Küçük sanayi sitesi vardır.
Çomu Köyünde özel işletmelerce yıllık 110.000 ton linyit kömürü üretilmektedir. Bu işletmelerde 185 kişi çalışmaktadır.
İlçeye bağlı Yerliköy ve Çukurköy’de Tekel’e ait çalıştırılmayan tuz havzaları bulunmaktadır.
Tarım alanı 39.137 ha. dır. Sulanabilir tarım arazisi 7.200 ha. olup, 3.960 ha. lık alan sulanabilmektedir.
İlçede başlıca; buğday, arpa, şeker pancarı, yeşil mercimek, nohut, elma, bamya, barbunya yetiştirilmektedir.
İlçede büyükbaş hayvan sayısı 23.061,
küçükbaş hayvan sayısı 7.419’dur.İlçe merkezinde ve 58 köyde su yeterli
olup, yedi köyde yetersizdir. Yedi köyde de kanalizasyon vardır.
Daha çok küçük esnaf bulunmaktadır.
Ayakkabıcılık, marangozluk ve mobilyacılık, leblebicilik, terzilik,
bakır ve tenekecilik ile ilgili işyerleri ve küçük tamirhaneler
bulunmaktadır. Kırsal ve engebeli kesimlerde oturan köy halkı büyük
şehir merkezlerinde işçilik yapmaktadır.
Orman köylerinde oturan halkın bir
bölümü orman işçiliği ve hayvancılık, ova kesimlerinde oturan halk
ise, çiftçilik ve hayvancılık yaparak geçimini temin etmektedir.
Eğitim, Kültür ve Sağlık Durumu
Okuma yazma oranı % 96’dır. İlçe
merkezinde bir genel lise, bir kız meslek lisesi, bir endüstri meslek
lisesi, bir imam-hatip lisesi, bir sağlık meslek lisesi, bir yatılı
ilköğretim bölge okulu, iki pansiyonlu ilköğretim okulu, bir bağımsız
anaokulu, yedi ilköğretim okulu, köylerde yedi ilköğretim okulu, 60
köyde birleştirilmiş sınıflı ilköğretim okulu mevcuttur.
İskilip Lisesi pansiyonunda 125,
endüstri meslek lisesi pansiyonunda 106 öğrenci kalmaktadır. Toplam 326
derslikte 8.209 öğrenci öğrenim görmektedir.
Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğünce
2002-2003 öğretim yılı içerisinde 108 kalfalık, 77 ustalık belgesi ve
24 adet usta öğretici belgesi olmak üzere toplam 209 adet belge
verilmiştir.
İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünün kuaför, dokuma, ayakkabı ve mobilya atölyeleri bulunmaktadır.
İlçe
Halk Kütüphanesinde 529 el yazması eser, 36.304 kitap kayıtlıdır.
Kapalı spor sahası inşaatı devam etmekte olup, bir futbol sahası
mevcuttur. İlçede 100 yataklı bir devlet hastanesi, Kuzuluk, Akcasu,
Yavu, Kılıçdere ve Kayaağzı köylerinde sağlık ocakları vardır.
KARGI
İlçenin Tarihi
Kargı’nın Türklerin yerleşiminden
önceki adının BLAENE olduğu belirtilmektedir. İlçenin Kargı ismini
alması, rivayetlere göre, XVI. yy.’ ın ilk çeyreğinde olmuştur.
Kargı 1936 yılına kadar bazen
Osmancık’a , bazen Tosya’ya bağlı olarak idare edilmekte iken, 1936’ da
ilçe yapılarak Kastamonu iline, 1956 yılında Çorum İline bağlanmıştır.
Coğrafi Yapısı
Çorum’a 106 km. uzaklıkta, yüzölçümü
1277 km2., rakımı 450 m’dir. İlçe Karadeniz iklimi etkisinde olup,
yıllık ortalama yağış miktarı 360,3 mm.’dir.
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
İlçenin 2000 yılı nüfus sayımına göre merkez nüfusu 5.728, köylerle beraber toplam nüfusu 20.388’dir.
İlçeye bağlı bir belde (Hacıhamza) ve 58 köy bulunmaktadır.
Ekonomik ve Sosyal Durumu
İlçenin ekonomisi tarıma
dayanmaktadır. Tarım alanı 20.800 ha. olan ilçede, en önemli geçim
kaynağı çeltik ekimidir. Bamya üretimi de dikkat çeker. Hayvancılık da,
halkın geçiminde önemli bir yer tutmaktadır. Büyükbaş hayvan sayısı
13.769, küçükbaş hayvan sayısı 22.140 adettir. İlçe merkezinde yedi
çeltik, bir tekstil, bir plastik, bir ağaç işleme ve bir mermer
fabrikası vardır.
Eğitim, Kültür ve Sağlık Durumu
İlçe de iki genel lise, bir Mesleki
Teknik Eğitim Merkezi, bir çok programlı lise, bir pansiyonlu
ilköğretim okulu ile beraber toplam 21 İlköğretim okulunda 1991 öğrenci
okumaktadır.
İlçede 50 yataklı Devlet Hastanesi ve Hacıhamza
Beldesi, Yeşilköy, Gökçedoğan köylerinde birer olmak üzere dört sağlık
ocağı vardır.
LAÇİN
İlçenin Tarihi
Laçin ilçe olmadan önce Büyüklaçin ve
Küçüklaçin olmak üzere iki parçadan oluşan bir köydür. 20 Mayıs 1990
tarihinde ilçe olmuştur.
Coğrafi Yapısı
Laçin’in rakımı 720 metre, yüzölçümü
214 km²., Çorum’a uzaklığı 29 km.dir. Karadeniz iklimi ile Karasal
İklim arasında geçiş iklimi özelliğine sahip ilçede kışları soğuk,
yazları sıcak ve kurak geçmektedir. Yağışlar genelde
İlkbahardadır.Yıllık ortalama yağış miktarı 530,2 mm.’dir. İlçenin
güneyinde yer alan Köse Dağı (1750 m.) ve Eğerci Dağının (1765 m.)
uzantıları, ormanlıktır.
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
İlçenin 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımına
göre nüfusu; ilçe merkezinde 2.153, kasaba ve köylerde 7.272 olmak
üzere toplam 9.425’ dir .
İlçeye iki belde ile (Narlı, Çamlıca), 11 köy bağlıdır.
Ekonomik ve Sosyal Durumu
Halkın çoğunun ihtiyaçlarını Çorum’dan karşılaması sebebiyle, İlçede ekonomik hayat canlı değildir.
İlçe
ekonomisi tarıma dayanmaktadır. Tarım alanı 6.723 ha. olup, bunun 775
ha. lık kısmında sulu tarım yapılmaktadır. Belli başlı tarım ürünleri
buğday, arpa, nohut ile sulu yerlerde çeltik ve şeker pancarıdır. 2003
yılı verilerine göre İlçede büyükbaş hayvan sayısı 2.639, küçükbaş
hayan sayısı 2.140’ dır.
İlçede mevcut olan 132 km. lik yolun
123 km.’ si (%80’ i) asfalttır. Narlı Beldesi’nde içme suyu
yetersizdir. İki beldenin ve bir köyün kanalizasyonu mevcuttur.
Eğitim, Kültür ve Sağlık Durumu
İlçe Merkezinde bir Lise, Narlı ve
Çamlıca Beldelerinde birer Çok Programlı Lise, iki YİBO bulunmaktadır.
Toplam 1335 öğrenci bulunmaktadır.
İlçede 30 yataklı Devlet
Hastanesi inşaatı devam etmektedir. Fiziki gerçekleşme oranı % 60’ dır.
İlçe Merkezinde, Narlı ve Yeniçamlıca Beldelerinde birer sağlık ocağı
hizmet vermektedir.
MECİTÖZÜ
İlçenin Tarihi
Mecitözü tarihinin M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzandığı Kuşsaray Köyü ve Elvançelebi Beldesi’nde yapılan kazılarda anlaşılmıştır.
Uzun yıllar Sivas İli Amasya Sancağı’na bağlı olan Mecitözü, 1916 yılında Ankara İli Çorum Sancağı’na bağlanmıştır.
Coğrafi Yapısı
İlçe kuzeyinde Avkat dağı, güneyinde
Çıkrık ve Kırklar dağı ile çevrili bir ova yamacında kurulmuştur.
Çorum’a uzaklığı 37 km., rakımı 750 metre, yüzölçümü 942 km2, yıllık
ortalama yağış miktarı 422,7 mm.’ dir.
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
İlçenin 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı
sonuçlarına göre; merkezde 5.787, belde ve köylerde 20.277 olmak üzere
toplam nüfusu 26.064’dir.
İlçede 1 belde (Elvançelebi Beldesi) ve 54 köy bulunmaktadır.
Ekonomik ve Sosyal Durumu
Tarım
ve hayvancılık halkın geçim kaynağıdır. Tarım alanı 38.644 ha. dır.
2002 yılı verilerine göre en çok şeker pancarı, buğday, arpa, kuru
soğan, ayçiçeği ve nohut yetiştirilmektedir. Tarım alanının 8.115 ha.
lık kısmında (% 21) sulu tarım yapılmaktadır. İlçede 14.949 adet
büyükbaş, 22.500 adet küçükbaş hayvan mevcuttur.
İlçe merkezinde bir adet un, bir adet tuğla fabrikası bulunmaktadır.
Toplam 54 köyün 50’ sinin yolu asfalt olup 17 köyün de kanalizasyon sistemi bulunmaktadır.
Eğitim, Kültür ve Sağlık
İlçede bir genel lise, bir çok
programlı lise (Mesleki Teknik Eğitim Merkezi), 36 birleştirilmiş
sınıflı ilköğretim okulu, 11 müstakil ilköğretim okulu olmak üzere
toplam 47 ilköğretim okulu vardır. Bu okullarda 4.130 öğrenci
okumaktadır.
Bir futbol sahası ve bir kapalı spor
salonu, 50 yataklı Devlet Hastanesi, İlçe merkezinde, Emirbağ, Figani
ve Söğütyolu köylerinde birer sağlık ocağı mevcuttur
OĞUZLAR
İlçenin Tarihi
Güneyi Kızılırmak, doğusu ve batısı
yüksek dağlarla çevrili Oğuzlar (Karaviran), tarihi adı ile Karabörk
Divanı, Kızılırmak’a doğru uzanan bir vadi içinde, çıkışı olmayan bir
cebi andırmaktadır.
İlçe, İskilip İlçesine bağlı Karaviran
adı ile bir köy iken 1950’lerde adı Karaören olarak değiştirildi ve
1964 yılında Belediye teşkilatı kuruldu. 1990 yılında Oğuzlar adıyla
ilçe kurulmuştur.
Coğrafi Yapısı
Çorum’a 68 km. mesafede, yüzölçümü 121
km²., rakımı 650 metredir. Oğuzlar ve çevresi genel olarak Karadeniz
İklimi ile İç Anadolu Bölgesinin karasal iklimi arasında bir geçiş
iklimine sahiptir.
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
Oğuzlar İlçesinin 2000 yılı Genel
Nüfus Sayımı sonuçlarına göre nüfusu; İlçe merkezinde 4.678, köylerde
4.405 olmak üzere toplam 9.083 ‘tür.
Ekonomik ve Sosyal Durumu
İlçe ekonomisi oldukça küçük ölçekli olup genelde tarıma dayalıdır.
Yüzölçümü
121 km². dir. 5.092 ha. tarım arazisi vardır. Belli başlı tarımsal
ürünler; buğday, arpa, pirinç, ceviz, ve sebzelerdir.
Hayvancılık, meyve üreticiliği, örtü
altı sebze üreticiliğinin yanında İlçe ekonomisinin en önemli gelir
kaynağı ceviz üreticiliğidir.
Ülke ceviz üretiminin % 1,5’ i ilçede
üretilmekte olup, aynı zamanda çevre illerde üretilen cevizler de,
İlçede işlenerek (iç ceviz) piyasaya arz edilmektedir. Merkez ve
köylerde 3.462 adet büyükbaş hayvan, 980 adet küçükbaş hayvan
mevcuttur.
Eğitim, Kültür ve Sağlık Durumu
İlçe merkezinde bir çok programlı
lise, iki bağımsız ilköğretim okulu, köylerde ise iki bağımsız
ilköğretim okulu, beş birleştirilmiş ilköğretim okulu bulunmakta olup
bu köylerin mahallelerinde üç birleştirilmiş sınıflı ilköğretim okulu
olmak üzere toplam 13 okulda 1.361 öğrenci okumaktadır.
İlçede 30 yataklı bir devlet hastanesi, bir İlçe merkezinde ve Ağaççamı,köyünde birer sağlık ocağı mevcuttur.
ORTAKÖY
İlçenin Tarihi
İlçe toprakları eski devirlerden bu
yana yerleşim yeri olduğu Hitit ve Roma dönemlerine ait kalıntıların
bulunmasından anlaşılmaktadır.
Ortaasya’dan buraya gelen Türkler kabile halinde, Pınarköy ve Asraköy mevkiileriyle Ortaköy’e yerleşmişlerdir.
Daha sonra Asraköy ile Pınarköy, Ortaköy ile birleşerek şimdiki Ortaköy meydana gelmiştir. 1959 yılında ilçe olmuştur.
Coğrafi Yapısı
Ortaköy Çorum’a 57 km. mesafede,
yüzölçümü 238 km²’dir. İlçede genellikle karasal iklim özellikleri
görülmektedir. Yıllık yağış miktarı 409,5 mm.dir.
İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
İlçenin 2000 yılı Genel Nüfus sayımı
sonuçlarına göre nüfusu, merkezde 3.349, belde ve köylerde 8.471 olup,
İlçe’nin toplam nüfusu 11.820’dir
Ekonomik ve Sosyal Durum
İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılığa
dayanmaktadır. Tarım arazisi 14.560 ha. dır. Bunun % 6 sulanabilir, %
94 kuraktır. Belli başlı tarım ürünleri ; buğday, arpa, nohut,
şekerpancarı, mercimek, çeltik, haşhaşdır. İlçede büyükbaş hayvan
sayısı 5.845, küçükbaş hayvan sayısı ise, 5.230 dur. Bir adet sulama
göleti mevcuttur.
İlçe sınırları içerisinden geçen
Yeşilırmak ’ ın bir kolu olan Çekerek Irmağından İncesu, Aşdağul ve
Senemoğlu köyleri bu akarsudan faydalanmaktadır. Ayrıca Aşdağul
beldesinde sulama amaçlı belediyenin ve şahısların sondaj kuyuları
mevcuttur.
Yukarıkuyucak ve Asar köyleri dışındaki bütün köy yolları
asfalttır. Bir köyde kanalizasyon vardır. Köylerin hepsinde su şebekesi
mevcutsa da ancak, yaz mevsiminde içme suyu sıkıntısı çekilmektedir.
Eğitim Kültür ve Sağlık
İlçede okuma-yazma oranı %91’ dir. Bir
adet genel lise, 1 adet YİBO (Yatılı Bölge İlköğretim Okulu), 4 adet
ilköğretim okulu, 11 adet birleştirilmiş sınıflı ilköğretim okulu
mevcuttur. Bu okullarda toplam 1.720 öğrenci mevcuttur.
İlçenin İncesu Köyünde Çekerek ırmağının içerisinden geçtiği bir kanyon bulunmaktadır.
Kanyon içerisinde kayalar üzerinde
duvar kalıntıları , hatıl oyuklar ve merdiven basamakları
görülmektedir. İlçe merkezinde 30 yataklı Devlet Hastanesi, Aşdavul ve
Karahacip Beldelerinde birer sağlık ocağı vardır.
OSMANCIK
Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerini batıya bağlayan yol üzerinde bulunan Osmancık 1075 yılında Türk egemenliğine girmiştir. 1423 yılında Amasya'ya, 1596 yılında Çorum Sancağına, 1864 yılında yeniden Amasya'ya bağlanmış, 1924 yılında Çorum İli'nin ilçesi olmuştur. Çorum'a uzaklığı 59 Km., yüzölçümü 1.187 km2., rakımı ise 430 m. dir. İlçede Koyunbaba Köprüsü ve Türbesi, Osmancık Kalesi, Koca Mehmet Paşa Camii (imaret camii) ve Baltacı Mehmet Paşa Çeşmesi görülmeye değer yelerdir. Ekonomik yaşamında tarım ve hayvancılık önde gelir. Özel kömür ocakları mevcuttur. Kızılırmak havzasında çeltik tarımı yapılır. 2001 yılında faaliyete geçen 650 işçi kapasiteli Tekstil fabrikasından ABD ve Avrupa ülkelerine hazır giyim mamulleri ihraç etmektedir.
1990 sayımına göre toplam nüfûsu 52.490 olup, 21.347’si ilçe merkezinde 31.143’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 24, Kamil bucağına bağlı 12 köyü vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Doğusunda Çal ve Ada dağları, batısında Köroğlu Dağları yer alır. İlçe topraklarını Kızılırmak sular.
Ekonomisi tarım ve mâdenciliğe dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa, pirinç, patates, soğan ve az miktarda üzüm, elma ve armuttur. Hayvancılık ve arıcılık gelişmiştir. İlçe topraklarındaki mermer ve linyit yatakları işletilir.
İlçe merkezi, Kızılırmak’ın güney kıyısında yer alır. Tosya-Merzifon karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 61 km uzaklıktadır. Baltacı Mehmed Paşa Osmancık’ta doğmuştur ve burada dört târihî çeşme yaptırmıştır.
Akşemseddin
Fethin görünmez mimarı Akşemseddin Hazretleri
Akşemseddin; Hazret-i Ebûbekir’in evladından, Şihâbüddin Sühreverdi’nin torunudur. Babası Şeyh Hamza (Kurtboğan adıyla meşhurdur) âlim biridir ve oğlunu mükemmel yetiştirir. Mübarek, dudak uçuklatacak kadar zekidir. Hızlı ilerler ve genç yaşta müderris olur. Osmancık medreselerinde talebe okutur. Evet yörede hatırı sayılır bir âlimdir, ancak işin hâkikatına varmak ister. Bunun tek yolu vardır “ledün ilminde mütehassıs bir velinin” huzurunda diz çökmek.
Arar, sorar, istihareye yatar. Zihninde iki isim berraklaşır. Bunlardan bir tanesi Hâlep’te ki Zeynüddin Hafi Hazretleridir. Diğeri Ankara’daki Hacı Bayram-ı Veli. Akşemseddin yakından başlar. Önce Ankara’ya gider. Ancak Hacı Bayram Hazretlerini kapı kapı teberrû toplarken görür ve yıkılır. Nedenini, niçinini sormaz bile, oracıktan döner, yürür Hâlep’e. Ancak yolda gördüğü rüyalarda, nasibinin Hacı Bayram elinden olduğu işaret edilir. Hatta zincirlerle çekilir ki, uyandığında izi vardır boynunda. Şaşkınlık ve pişmanlık içinde Ankara’ya döner. Yüce veliyi orak tırpan çalışırken bulur. Mübârek garibin birine yardım eder ki kan ter içindedir. Akşemseddin bin pişmandır, boyun büker... Ve kavuşur affa.
Hacı Bayram Hazretleri bu mütevazı talebesini çok sever, O'na hususi bir ihtimam gösterir. Akşemseddin ayrıca iyi bir hekimdir de. Pastör’den asırlar evvel hastalığa sebep olan mikropları ve karantinanın mantığını anlatır. Hatta o yıllarda “seretan” adıyla bilinen kanseri teşhis eder.
İstanbul’un kuşatıldığı günlerde Fatih Anadolu’daki âlimleri ordugâha davet eder. Hepsi mükemmel insanlardır, ancak Akşemseddin’le aralarında anlatılmaz bir muhabbet başlar. Nedendir bilinmez bu akça pakça veliyi görünce içi rahatlar. Tabiri caizse kanı kaynar.
İstanbul gibi bir şehri almak kolay değildir. Dev surlar, haçlı yardımları, derin hendekler, aşılmaz zincirler, Rum ateşi denen bela ve güçlü düşman. Bunlar bilinen şeylerdir ve Fatih herbirine tedbir düşünür.
YEMEĞİ İÇMEYİ UNUTUR
Ancak, bazı komutanlar (ki bir çoğu baba emanetidir) zafere inanmazlar. Açıktan açığa “Bu devletin askerine, akçesine yazık değil mi canım?” derler, “Maceranın sırası mı şimdi?”
Genç sultanı Bizansla boğuşmak değil, yanındakilerle uğraşmak yorar. Yemeyi içmeyi unutur, uykuyu dağıtır. Kendini fena yıpratır. Geceler boyu ağlar ki yastığı hiç kurumaz. Muhasara başlayalı 50 gün geçer, lâkin gözle görülür bir ilerleme yoktur . Rumlar yıkılan surları anında yapar, o acaib ateşleri ile zemini değil, suyu bile yakarlar. Fidan gibi yiğitler ardarda düşerler toprağa. Sultan Mehmed kalabalıklar içinde yalnızdır. Hatta zaman zaman kuşatmayı kaldırmayı düşünür.
Akşemseddin hazretleri onun zihninden geçenleri okur. “Sakın ha!” der, “Asla vazgeçme!” Zira o, müjdeyi Hızır Aleyhisselam’dan alır. Zaferden zerre kadar şüphesi yoktur. Şehir düşünce, Fatih derin bir nefes alır, büyük güç ve itibar kazanır. Genç sultanın şimdi tek arzusu vardır. Mihmandârı Resulullah Hâlid bin Zeyd’in kutlu kabrini bulmak.
Akşemseddin Hazretleri kuşatmanın sürdüğü sıralarda türbenin bulunduğu noktaya bir nur indiğini görür. Fatih’i o mahalle götürür. Kısa bir murakabenin ardından iki çınar dalını toprağa diker ve kendinden emin bir ifadeyle. “Büyük sahabe bunların arasında yatıyor!” der. Ancak etraftan “ne malum?” diyenler olur. Hatta birileri padişaha akıl öğretirler. “Bu dalları başka bir yere diktir bakalım” derler, “ihtiyar molla farkedebilecek mi?” Fatih denileni yapar, hatta ilk işaret edilen yer kaybolmasın diye mührünü gömdürür. Ama Akşemseddin dallara bakmaz bile, ertesi gün milimi milimine ilk gösterdiği noktaya yönelir. Hatta bir ara durur “Sultanımızın mührü” der, “Ne arıyor orada?”
Büyük veli bakar, bu mevzu çok tartışılacak, şüpheye mahal bırakmaz. “Kazın!” buyururlar. Toprağın bir kulaç altından yeşil somaki bir taş çıkar. Üstünde kûfi harflerle “Hâzâ kabri Halid bin Zeyd” yazılıdır. Kalabalık bir hoş olur. Derhal türbe ve mescid hazırlıklarına girişirler.
KAÇIŞ
Günler geçer, Fatih, Akşemseddin Hazretleri’ne sıkça gelip gitmeye başlar. Öyle ki devlet işleri oyuncak gelir gözüne. Sarayı, otağı bırakıp döşeği tekkeye sermeye niyetlenir. Nitekim bir gün “N’olur” der, “Beni de dervişleriniz arasına alın”.
Akşemseddin, hani Fatih’e baba muamelesi yapan o gül yüzlü muallim birden ciddileşir, celalli bir edayla “Hayır!” der, “Osmanoğullarının dervişe değil, sultana ihtiyacı var!”
Ama Sultan Mehmed’i iyi tanır. Yine gelecek, hem bu kez ısrar edecektir. Buna fırsat vermez. Pılısını pırtısını toplamadan uzaklaşır İstanbul’dan. O yıllarda kuş uçmaz, kervan geçmez bir kuytu olan Taraklı’ya çekilir, sonra Göynük civarlarına yerleşir, kendi halinde talebe yetiştirir. Ama duaları Fatih’le birliktedir.
Göçemedin gitti yani...
Akşemseddin Hazretleri bir gün oğlunu (4 yaşındaki Hamdi Çelebi) dizine oturtur. Minik yavru bülbül gibi Kur’an okur. Mübârek bir ara hanımına döner. “Biliyor musun?” der, “Aslında dünyanın mihneti, zahmeti çekilmez ama şuncağızın yetim kalmasına dayanamam. Yoksa çoktaaan göçerdim!” Hanımı omuz silker. “Amaaan efendi” der, “sen de göçemedin gitti yani.” Mübarek “İyi öyleyse!” deyip kalkar. Göynüklülerle helalleşir ve mescide çekilir. Talebelerine “okuyun” buyururlar. Bir ara gözleri kapanır, yüzü aydınlanır. Kolları yana düşer ve berrak bir tebessüm oturur dudaklarına. Müridleri eve koşarlar “Başınız sağolsun.” derler, “Efendi göçtü!”
SUNGURLU
Sungurlu İlçesi Çorum - Ankara yolu üzerinde bulunup, Çorum'a uzaklığı 72 km., yüzölçümü 2.557 km2, rakımı 780 m. dir. İlçe ekonomisi tarım hayvancılık ve ticarete dayanır.
İlçenin Karadeniz Bölgesini, İç Anadolu, Akdeniz ve Ege Bölgeleriyle bağlantısını sağlayan yol üzerinde oluşu ve büyük bir turizm potansiyeline sahip tarihi Boğazkale İlçesi’nin Sungurlu bağlantısı nedeniyle yol boyunda yer alan konaklama, dinlenme tesisleri ilçe ekonomisine olumlu katkılarda bulunmaktadır.
İlçe merkezi, 1754 yılında Kalınsaz adıyla bucak olarak teşkilatlandırılmış, Yozgat İli'ne bağlı iken daha sonra Budaközü ismini almıştır. 1866 yılında belediye olmuştur. 1924 yılında Çorum'a bağlanmıştır. İlçe haline getirilen bu yere (beyi bulunan Sungurluoğlu namındaki şahsın isminden) Sungurlu adı verilmiştir.
1990 sayımına göre toplam nüfûsu 81.665 olup, 30.521’i ilçe merkezinde, 51.144’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 103 köyü vardır. İlçe toprakları orta yükseklikte dalgalı düzlükler ve tepelik alanlardan meydana gelmiştir. Kızılırmak’ın kollarından Delice Suyu ilçe topraklarını sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı, soğan, patates, üzüm, mercimek, elma ve nohuttur. Sebze ve meyve yetiştiriciliği yaygındır. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok sığır besiciliği yapılır. Un ve tuğla fabrikaları başlıca sanâyi kuruluşlarıdır. Dokumacılık yaygın yapılan el sanatıdır. İlçede bentonit yatakları vardır.
























































































































